Göz kanseri, gözün içinde veya çevresinde meydana gelen, kitle yani tümör haline gelen anormal hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Göz kanseri, genellikle gözün doğrudan etkilenmesiyle sınırlı kalmaz; bazen vücudun başka bir yerinde başlayan kanserlerin göze metastaz yapmasıyla da ortaya çıkabilir. Bu duruma ikincil göz kanseri denir ve genellikle daha ileri evrelerde görülen bir komplikasyondur. Göz kanseri, özellikle erken teşhis edilmediğinde ciddi görme kayıplarına yol açabilir. Göz sağlığını korumak ve göz kanserinin belirtilerini erken fark etmek büyük önem taşır.
Göz kanseri, gözün dış bölgelerini (örneğin göz kapakları) veya göz küresinin iç kısmını etkileyebilen nadir bir tümör türüdür. Bu kanser türleri, genellikle gözdeki hücrelerin kontrolsüz bir biçimde çoğalması sonucu meydana gelir ve farklı çeşitleri vardır. Göz kanseri, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ortaya çıkabilir; ancak her yaş grubunda farklı türler daha yaygın olarak görülmektedir.
Yetişkinlerde en yaygın göz içi kanserleri melanom ve lenfomadır. Melanom, gözdeki melanin hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür ve gözün beyaz bölgesinde veya arka kısmında görülür. Lenfoma ise gözün lenfatik yapılarında başlayan bir kanserdir. Her iki tür de tedavi edilmediği takdirde ciddi görme kaybına veya diğer komplikasyonlara neden olabilir.
Çocuklarda en yaygın göz kanseri türü, retina hücrelerinden kaynaklanan retinoblastomdur. Bu kanser türü genellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde tespit edilir ve genetik etkenlerin rol oynadığı durumlarda gelişebilir. Erken tanı, tedavi olasılığını yükseltmekte ve gözün korunmasına katkı sağlamaktadır.
Göz kanseri, farklı belirtilerle ortaya çıkabilen ciddi bir sağlık sorunudur. Gözün beyaz kısmı olan sklerada kızarıklık görülebilir. Bu durum, gözdeki anormal değişikliklerin bir göstergesi olabilir ve dikkatlice izlenmelidir. Ayrıca, eğer tümör gözün arka kısmında oluşmuşsa, herhangi bir rahatsızlık vermeden ve belirti göstermeden ilerleyebilir. Bu tür durumlar genellikle sadece rutin kontroller sırasında tespit edilmektedir ve zamanında müdahale edilmesi gereken bir hal alabilir.
Bazı durumlarda, gözün renkli kısmı olan iris tabakasında oluşan tümörler, kahverengi ya da açık tonlarda kitlelere yol açabilir. Bu tür değişiklikler, kişinin görme yetisini etkileyebileceği için göz muayeneleri sırasında dikkatle gözden geçirilmelidir. Bunun yanı sıra, göz çevresinde meydana gelen iltihaplanma ve buna bağlı kaşıntı şikayetleri de göz kanserinin belirtilerinden biri olarak görülebilir ve bu durum, hastaların yaşam kalitesini olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Göz kapaklarında şişlik ve duyarlılık oluşumu, göz kanserinin diğer bulguları arasında bulunmaktadır. Bu tür bulgular, göz sağlığı açısından önemli bir tehlike teşkil edebileceğinden, bu belirtileri yaşayan kişilerin bir göz hekimine gitmeleri büyük önem taşımaktadır.
Göz kanserleri genellikle rutin kontroller sırasında tespit edilir. Göz sağlığını korumak adına düzenli muayeneler, özellikle risk altında olan bireyler için son derece önem taşır. Erken teşhis, göz kanserinin etkili bir şekilde tedavi edilme olasılığını artırır. Gözde başlayan ve henüz yayılmamış birincil göz kanseri olan kişilerin hayatta kalma oranı yüksektir. Bu nedenle, göz muayeneleri sırasında yapılan ayrıntılı incelemeler, potansiyel problemleri erken aşamada belirlemeye yardımcı olabilir.
Göz kanseri teşhisi koymak için çeşitli ilgili testler yapılabilir. Bu testler, kanserin türünü ve yayılım derecesini belirlemeye yardımcı olur. Öne çıkan testlerden biri pozitron emisyon tomografisi (PET) taramasıdır; bu tarama, vücutta meydana gelen metabolik faaliyetleri izleyerek kanser hücrelerinin varlığını tespit eder. Diğer bir yöntem ise karın ultrasonudur; bu test, iç organların durumunu değerlendirerek kanserin yayılımını takip etmeye yardımcı olur.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları, göz kanserinin teşhisinde rol oynar. Bu görüntüleme teknikleri, tümörlerin boyutunu ve konumunu belirlemede son derece etkilidir. Bunun yanı sıra, karaciğer işlevinin değerlendirilmesi için kan testleri de yapılabilir, çünkü göz kanserinin yayılma olasılığı dikkate alınmalıdır.