Işığa duyarlılık bir diğer adı ile de fotofobi, kişinin yüksek ışıklara karşı aşırı bir şekilde hassas ve de duyarlı olması durumunu belirtmektedir. Bu hastalık için tedavi yöntemi ise hastalığın nedenine göre değişmektedir ve tedavi süresince kişi Güneş ışığından uzak durmaktadır. Işığa duyarlılık aslında tek başına bir hastalık olmamakta ve çoğu zaman bir hastalığın belirtisi ya da bir hastalığın temelinde oluşan bir belirti olmaktadır. Işığa duyarlılığa birçok farklı durum neden olmaktadır. Bu durumlara,
gibi durumlar örnek olarak verilmektedir. Işığa duyarlı olan kişiler genel olarak Güneş’in tepede olduğu zamanlarda dışarda olmaktan rahatsız olmaktadır. Ya da iç mekânlarda bulunan ışıkların fazla parlak olması da bu kişileri rahatsız etmekte ve gözlerinde ağrılara neden olmaktadır. Bu durumlarda bu kişiler gözlerini sık sık kırpmak ve kapatma isteği duymaktadır. Bu durumda sürekli yaşanılan baş ağrılarına neden olmaktadır.
Fotofobi, göz gibi beyin gibi birçok organla ilişkili olarak ortaya çıkabilen bir sorun olmaktadır. Sorunun nereden ortaya çıktığı bir doktor tarafından teşhis edilebilmektedir. Teşhis edilen duruma göre ise sonrasında tedavi süreci başlamaktadır. Fotofobiye neden olan nedenler migren, ensefalit, menenjit, subaraknoid hemoraji, korneal aşınma, sıklerit, konjunktivit olarak sıralanmaktadır.
Migren hastalığı olan kişilerde fotofobiye sıkça rastlanmaktadır. Migren, başın bir kısmında dayanılması zor ve yoğun bir baş ağrısı olmaktadır. Bu ağrıyı hisseden kişide ışığa duyarlılık, ses duyarlılık, bulantı, kusma gibi farklı durumlarda görünmektedir. Migrenin neden olduğu baş ağrısı bazen saatler hatta günler boyu sürebilmektedir. Migrene, bazı besinler, stres, çevresel faktörler, hormonsal faktörler sebep olmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla migren sorununa rastlanmaktadır.
Ensefalit, ışığa duyarlılığın beyin ile ilgili problemlerden ortaya çıkması durumu olmaktadır. Genel olarak virüs nedeni ile bir enfeksiyon ve ya başka bir neden ile ortaya çıkan beyin dokusunda oluşan iltihaplanma olmaktadır. Bu hastalık ciddi bir hastalık olmakta ve şiddetli görüldüğü vakalarda ölümlere bile neden olmaktadır. Bu nedenle erken teşhis edilmesi bu hastalık için oldukça önem taşımaktadır. Bu hastalık genel olarak ateş ve baş ağrısı gibi hafif grip benzeri bir durum ile kendini göstermektedir. Bu hastalık ışığa duyarlılık rahatsızlığının yanı sıra düşünce bozukluğu, nöbet, hareket bozukluğu, görme ve işitme sorunları gibi anormalliklere de neden olmaktadır.
Menenjit, beyin ile omuriliği çevreleyen zarlarda oluşan enfeksiyon ile zarların iltihaplanması durumu olmaktadır. bu hastalık bakteri kaynaklı olabileceği gibi virüs, tüberküloz etkeni ve mantar gibi nedenler ile de olabilmektedir. Bakteri kaynaklı oluşan menenjitlerde ise fotofobi, beyin hasarı, işitme sorunları, nöbet gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmeyen menenjit ölüm ile bile sonuçlanabilmektedir. Menenjit ani olarak ortaya çıkmaktadır ve belirtileri,
olarak sıralanmaktadır.
Subaraknoid hemoraji, beyni çevreleyen boşluğun herhangi bir neden ile kanaması durumu olmaktadır. bu bir çeşit beyin kanaması durumu olmaktadır ve hayati tehlike durumu taşımaktadır. Bu duruma bağlı olarak ışığa duyarlılık ortaya çıkmaktadır. Bu durumda ışığa duyarlılık birden ortaya çıkmaktadır ve ek olarak bu duruma şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, bulanık görme, çift görme, bilinç kaybı, nöbetler gibi başka semptomlar da eşlik etmektedir.
Korneal aşında yani göz hastalıkları ile ilgili durumlar da fotofobi nedenleri arasında bulunmaktadır. Korneal aşınma, gözün önünde bulunan şeffaf ve koruyucu katman olan kornea üzerinde yüzeyse bir çizik gibi bir sebeple oluşan yaralanma olmaktadır. Toz, kir, kum, talaş, metal parçacıkları, şeffaf kontakt lensler gibi birçok neden ile çizilerek hasar alabilmektedir. Konea aşınmasının belirtileri,
olarak sıralanmaktadır.
Konjunktivit, konjunktivanın iltihaplanaması olmaktadır. Konjunktiva, göz kapağını ve göz küresinin beyaz olan kısmını kaplayan zar olmaktadır. Konjonktivadaki küçük kan damarları iltihaplanması durumlarında daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır ve göz kırmızı ya da pembe renkli olarak görünmektedir. Bunun dışında ışık hassasiyeti de ortaya çıkan bir belirti olmaktadır.
Yapılan bir doktor muayenesi ve doktora anlatılan belirtiler ile kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. Doktorun burada amacı fotofobiye neden olan durumları teşhis etmek olmaktadır. Bunun için ise hastaya fiziki muayene de yapılmaktadır. Ayrıca fotofobiye neden olabilecek göz hastalıklarını ve beyin hastalıklarını tespit etmek adına özel incelemeler de yapılmaktadır. Yapılacak ek tetkikler,
şeklinde sıralanmaktadır.
Işık hassasiyeti, altında yatan durumlara göre değişiklik gösteren bir hastalık olması nedeni ile doktorun tanıyı doğru koyması gerekmektedir. Bunun dışında ışık hassasiyeti Güneş’ten uzak durmak, gözlük kullanmak, bulunan ortamdaki ışıkları kısık tutmak gibi yöntemler ile kontrol altına alınmaktadır.
Tanı konulan hasta için farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemleri,
şeklinde sıralanmaktadır. Fotofobi tedavi edilmez ise de oluşabilecek sorunlar ışık hassasiyetinin altında yatan hastalığa göre farklılık göstermektedir. Göz kuruluğu gibi hafif bir nedenle oluşan fotofobi tedavi olunmadığında kişiyi rahatsız etmesi dışında büyük bir soruna neden olmamaktadır. Ama beyin kanaması, göz iltihapları gibi ciddi durumlar söz konusu olduğunda ise tedavi acil olarak yapılmaktadır. Tedavi olmaması durumunda kişide kalıcı hasarlar, felç, görme sorunları ve hatta ölüm gibi durumlar söz konusu olmaktadır.
Işık hassasiyeti olan kişiler göz hastalıkları doktoruna giderek muayene olmaktadır. Uzman hekim burada gerekli muayeneleri yaparak durumu tespit etmektedir. Hastalık ortaya çıktıktan sonra yine uzman hekim hastayı gerektiği gibi yönlendirmektedir. Işık duyarlılığına neden olan durumlar acil durum olarak kabul edilmektedir. Bu duruma sebep olan,
gibi belirtilerin giderilmesi için en kısa sürede doktora başvurulması gerekmektedir.