Argon lazer, tıpta ve özellikle oftalmolojide yaygın olarak kullanılan bir lazer teknolojisidir. Gözdeki iç dokuları fotokoagülasyon yöntemi kullanarak tedavi etme amacı taşır. Fotokoagülasyon, lazer ışığını kullanarak hedeflenen dokularda küçük yanıklar oluşturarak istenmeyen veya zarar görmüş dokuları yok etme işlemidir. Argon lazerin temel çalışma prensibi, argon gazının iyonize edilerek 488 nm – 514 nm dalga boyunda lazer ışığına dönüştürülmesidir. Retinadaki anormalliklerin tedavisinde etkilidir. Göz dışında, argon lazer dermatoloji ve diğer tıbbi alanlarda da kullanılabilmektedir. Ancak oftalmolojide, retinanın yırtılması, diyabetik retinopati ve diğer retina hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır.
Argon lazer, göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan bu yöntem, esas olarak retina sorunları, diyabetik retinopati ve maküler dejenerasyon gibi ciddi rahatsızlıkların kontrol altına alınmasını hedeflemektedir. Bu teknolojinin en büyük avantajı, göz hastalıklarının ilerlemesini durdurarak görme kaybını önlemektir. Argon lazer tedavisi, retina yırtılmaları, glokom ve vasküler problemler gibi çeşitli göz hastalıkları kalıcı olarak tedavi uygulanmasında kullanılır. Hasarlı dokuları hedefleyerek sağlıklı göz dokusunu korur ve hastaya minimal invaziv bir tedavi seçeneği sunar. Özellikle diyabetik retinopati, en yaygın tedavi amaçlı kullanıldığı hastalık olarak bilinir. Argon lazer anormal kan damarlarını kapatarak kanama riskini azaltır ve hastanın görme yeteneğini korumaya yardımcı olur. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte tedaviler daha hassas ve etkili hale gelmiştir.
Argon lazer tedavisi, retina yırtık ve delikleri olan hastalarda, retina dekolmanını önlemek amacıyla uygulanır. Retinadaki yırtıkların etrafına lazer uygulanarak, retinanın alttaki dokulara yapışması sağlanır ve böylece yırtığın ilerlemesi engellenir. Diyabetin göz üzerindeki olumsuz etkileri sonucu oluşan anormal damar büyümelerini ve sızıntıları kontrol altına almak için kullanılır. Lazer, hasarlı kan damarlarını kapatarak retinada oluşabilecek ödemleri ve kanamaları azaltmaya yardımcı olur. Glokom hastalarında da argon lazer tedavisi uygulanabilir. Açık açılı glokom tedavisinde, trabeküler ağın lazerle tedavi edilmesi (lazer trabeküloplasti), göz içi basıncını düşürmede etkili bir yöntemdir.
Argon lazer tedavisi, göz doktoru tarafından muayenehane ortamında veya ayakta tedavi merkezinde koşulunda gerçekleşir. Tedavi öncesinde, hastanın gözüne damlalar uygulanarak bölgesel anestezi sağlanır. Ardından, oftalmolog özel bir lens kullanarak lazer ışınlarını gerekli bölgeye odaklar. Argon lazer tedavisi tipik olarak 20-30 dakika sürer ve hasta tedavi öncesinde ve sonrasında hastanede kalmaya gerek duymaz. İşlem sonrasında göz kuruluğu veya hafif rahatsızlık hissedilebilir, ancak bu yan etkiler geçicidir. Göze argon lazer yaptıranlar tedaviden sonra birkaç saat içinde normal aktivitelerine dönebilirler, araba kullanma gibi aktivitelerden kaçınmaları tavsiye edilir. Hastalara tedavi sonrası göz damlası kullanmaları ve kontrol muayenelerine gelmeleri önerilmektedir.
Göze argon lazer yaptıranlar için tedavi sonrasında bazı önemli hususlara dikkat etmek gerekmektedir. Öncelikle, tedavi sonrası doktorunuzun önerilerini harfiyen uygulamanız önemlidir. İşlem sonrası ilk birkaç gün gözde hafif kızarıklık, yanma veya batma hissi olabilir ancak bu normal bir durumdur. İşlem sonrasında göz damlalarınızı düzenli kullanmanız ve kontrollerinize zamanında gitmeniz iyileşme sürecinizi olumlu etkileyecektir. Hastaların en çok merak ettiği konulardan biri de günlük aktivitelere ne zaman dönebilecekleridir. Argon lazer tedavisi minimal invaziv bir işlem olduğundan, işlem sonrası göze su değmesi, duş almak ve göze buhar gelmesi gibi durumların hiçbirinin yapılmasının sakıncası yoktur. Ancak ilk 24 saat göze fazla yük bindirmemek, ağır kaldırmamak ve göz makyajı yapmamak tavsiye edilir. İlk hafta havuz ve denize girmekten kaçınılmalıdır.
göze argon lazer yaptıranlar kişi sayısı oldukça azdır, ancak uygun hastalar için güvenilir bir alternatif sunmaktadır. Tedavi sürecinde bazı tehlikeler mevcuttur. Örneğin, işlem sırasında hasta gözünü aşırı hareket ettirirse, istenmeyen yanıklar meydana gelebilir. Yanlış doz ve uygulama sayısı kullanıldığında görme kaybı riski artış gösterebilir. Tedavi sonrasında geçici yan etkiler ortaya çıkabilir. Ödem, zamanla kendiliğinden ya da damla tedavisi ile düzelmektedir; bu nedenle hastaların endişelenmesine gerek yoktur. İyileşme sürecinde, lazer uygulamasından sonra hastaların 2-3 gün tozlu ortamlardan kaçınmaları tavsiye edilir. Uzmanlar tarafından uygun bir şekilde uygulandığında argon lazer tedavisi düşük komplikasyon riski ile başarılı sonuçlar sağlayan bir işlemdir.
Argon lazer, diyabete bağlı göz dibi kanamalarının tedavisinde uygulanır ve şeker hastalığı kaynaklı retina hasarı bulunan hastalarda yüksek etkinlik gösterir. Tedavi protokolünde, retina çevresinin tam çeperini (360 derece) lazerle koruma altına almak için genellikle 3-5 oturum gereklidir, bu da işlemin tek seferde bitirilmesinin mümkün olmadığını işaret eder. Uygulamanın tekrar sayısı, hastanın klinik tablosuna bağlı olarak farklılık gösterir. Lazerin uygulanması gereken bölgenin genişliği, gerekli oturum adedini etkileyen faktördür. Bazı vakalarda tek oturum yeterli olabilirken, daha komplike durumlarda çoklu oturumlar gerekebilir. Hekim, hastanın mevcut durumunu ve tedaviye gösterdiği reaksiyonu değerlendirerek oturum sayısını belirler. Her oturumda hastanın göz sağlığı yeniden değerlendirilir ve gerektiğinde ilave oturumlar programlanır. Tedavi süreci boyunca düzenli takip muayeneleri yapılarak lazer uygulamasının başarısı ve olası komplikasyonları gözlemlenir.